Bilindiği üzere dünyamızdaki bitki ve hayvanlar bir takım esaslara göre kendi aralarında sınıflandırılmışlardır. Bu sınıflandırmada umumiyetle akrabalığa yakınlığı ile grupların morfolojik benzerlikleri arasında bir doğru orantı mevcut olduğu görülmektedir.Fakat morfolojik benzerlikleri fazla olan grupları daima yakın akraba kabul etmek aldatıcı olur.
***
Birbirine benzeyen şartlara sahip ortamlarda, yakın akraba olmayan organizmaların birbirine benzer şekilde adaptasyonlar geliştirmeleri olayına da konvergent evolüsyon adı verilir . Farklı organizma gruplarında; farklı embriyonik yapılardan meydana gelen, görünüşte benzer olan ve aynı ödevi gören organlar birbirinin analogudur. Birbirine embriyonik yapılardan, birbirine benzeyen yollarla gelişen,aynı genel düzene sahip olan, ödevleri az veya çok farklı olabilen organlar birbirinin homolog’udur. Homolog yapılar özel adaptasyon sonucu değişik şekiller almaktadırlar (adaptif modifikasyon).Farklı yaşama ortamlarına adaptasyon gösteren farklı organizma gruplarında homolog yapıların görülmesi, O gruplar arasında bir yakınlık olduğuna ve onların aynı kökenden geldiklerine delil sayılmaktadır.
Karşılaştırmalı anatomi incelemelerinde rastlanan körelmiş veya artık yapılar da evolüsyona delil teşkil etmektedir. Çünkü bir organizma grubunda körelmiş olan yapıların bir başka organizma grubunda tam gelişmiş olması O iki grup arasında bir yakınlık olduğunu göstermektedir. Mesela, balinalarda, dıştan görünüşte arka ekstremiteler yoktur. Fakat bunlara ve kalça kemerine ait kemikler indirgenmiş halde yağ dokusunun içine gömülmüşlerdir. İnsanda da apendiks böyle bir körelmiş yapıdır, bilinen bir ödevi yoktur. Aksine çok kere iltihaplanmak suretiyle (apandisit) insanlara dert olmaktadır. Halbuki apendiks ve bağlı olduğu kör barsak (çekum), ot ile ve sebzelerle beslenen memelilerde büyük bir kese halini almıştır. Bu kesede, fazla sellülozlu olan besinler: uzun zaman özel enzimlerin etkisine maruz birakılırlar. Bu durum da insanın, kaba otlarla beslenen atalardan gelmiş olduğunu düşündürmektedir.
Çeşitli organizma gruplarında özel ortamlara adaptasyon sonucu bazı organlar körelmiş, bazıları ortadan kalkmış, diğer bazıları da yeni ödevleri gereği tamamen farklı bir görünüş almışlardır, Bunlar üzerindeki karşılaştırmalı anatomi incelemeleri organizma gruplarının akrabalıklarını ve kökenlerini tayin etmede bir çok hallerde yararlı olmakla beraber tek başına her zaman yeterli değildir, Öyle hallerde embriyolojik, biyokimyasal, paleontolojik v.s. incelemelerin yardımına ihtiyaç vardır. Zigotla başlayıp belli bir organizmanın meydana gelmesine kadar geçen embriyonal gelişme devrelerine ontogenez adı veri1ir. O organizmanın ait olduğu canlı türünün veya taksonomik grubun çok uzaktaki bir atadan jeolojik devirler boyunca devam eden ağır ve devamlı değişmeler, gelişmelerle (evolüsyon) meydana gelmesine de filogenez adı verilir ,Bir fert kendi ontogenezi esnasında, türünün filogenezi esnasında, geçilmiş olan bazı safhalardan tekrar geçer. Yani kaba bir deyimle ontogenez filogenezin tekrarıdır.
Özel hayat şartları dolayısıyla, morfolojileri çok fazla farklılaşmış formların sistemdeki yerini tayin etmede, onların ontogenezlerini incelemek büyük yardımlar sağlamaktadır,