Araştırmacılar Test tüpünde Çok Hücreli Yaşam Ortaya Çıkarmayı Başardı

Sadece birkaç hafta içerisinde tek-hücreli mayanın, iş bölümü yapan hücrelerden oluşan çok hücreli bir organizmaya evrilebildiğinin gösterilmesi, canlılığın çok hücreli yaşama geçişinin aslında o kadar da büyük bir engel teşkil etmemiş olabileceğini gösteriyor. Laboratuarlarda sıkça kullanılan mayaSaccharomyces cerevisiae normalde yaşamını tek hücreli olarak sürdürüp yine tek hücreli yavrular meydana getirecek şekilde tomucuklanarak ürer. Ancak Minnesota Üniveristesi’nden…

Bir Milyar Yaşındaki Yaşam Formu Bulundu!

Araştırmacılar evrimin en önemli anahtarını bulduklarını düşünüyorlar. İskoçya’da bulunan ve bir milyar yaşında olduğu düşünülen yaşam formunun fosili, evrimin en önemli anahtarı olabilir. Araştırmacılar, Torridon Gölü’nün civarındaki kayalarda buldukları iyi korunmuş organizma kalıntılarının, bir milyar yıl önce gölün dibinde yaşadıklarını açıkladılar. Bu organizmaların, tek hücreli bakteriden, daha karmaşık hücre yapılarına, fotosentez ve üreme işlevlerine sahip…

Prekambriyen’de Yaşam

İlk canlının ortaya çıkışı oldukça karmaşık kimyasal bir ortamın yavaş yavaş gelişmesini izler. Bu ortam, organik olmayan işlemler sonucu ortaya çıkan amino asitler, şekerler ve diğer biyolojik olarak önemli maddelerden oluşan organik moleküllerle dolu bir çeşit organik çorba dır. Bu ortamdaki birikme, gelişme ve farklılaşma olayları milyonlarca yıl sürer. Bu evreye kimyasal evrim denir.  Kimyasal…

Jeolojik Zamanlar

Hadean (4.600 – 4.000 milyon yıl) Yerküremizin oluşumu ve kimyasal evrim süreci Dünyanın güneş sistemi içinde bir gezegen olarak oluştuğu zamandan, Arkeen’e kadar geçen yaklaşık 600 milyon yıllık bir zaman dilimidir. Hadean’ın ilk zamanlarında yaklaşık Mars boyutlarında bir gök cisminin Dünya ile çarpışması sonucu kopan parçaların Ay’ı oluşturduğu düşünülmektedir. Hadean sırasında ilk atmosfer ve okyanuslar…

Canlılığın Gelişimi – Küçüklerin Dünyası

Canlılık, insanlık tarihinde çok uzun bir zaman boyunca ilahi bir güce bağlanmış, canlılığın özünün “ruh” olduğu ve bu ilahi güç tarafından canlının vücuduna “üflendiği” düşüncesine inanılmıştır. Zamanla bilginin artması, maddenin bir takım özelliklerinin olduğu ortaya çıkması bu inanışı bilim alanından uzaklaştırmıştır. Bugün hayatın kaynağının uzun aminoasit zincirleriyle başlayan biyokimyasal süreçler olduğu tartışmasız kabul görmektedir. Günümüzden…