Evrimin kanıtlanmamış olduğunu zanneden insanların arasında yaşıyoruz. Oysa evrim hakkında en ufak bir araştırma yapan insanlar evrimin gerçekliğinden hiçbir şüphe duymazlar. Peki evrim teorisinin bu kadar kesin olmasını sağlayan sağlam kanıtlar nelerdir? Psödogenlerle tanışın…
DNA’mızın çok az bir kısmı genlerden oluşur. DNA’mızda mevut genler kadar psödogenler denen yapılar da vardır. Psödogenler bir zamanlar çalışmış ve şimdi aktivitesini kaybetmiş gen kalıntılarıdır. Bilindiği gibi, genin aktivitesini bozan bir zararlı mutasyon olduğunda, mutasyonu taşıyan kişi üreme çağına gelemeden öleceği, gelse bile rekabeti kaybederek daha az üreyeceği için, zararlı mutasyon toplumdan hemen elenir. Zararlı mutasyonlar normalde sonraki nesillere geçemez. Doğal seleksiyon bunu önler.
Ama bunun çok önemli bir istisnası vardır. Bildiğimiz gibi hücreler bölünürken DNA’mızda kopyalama hataları olur. Mutasyonlar dediğimiz bu hatalar genetik çeşitliliği sağlar. Gen duplikasyonu dediğimiz çok nadir görülen özel bir mutasyon da bunların arasındadır. Bu bir genin veya birkaç genin yanlışlıkla ilave kopyalarının çıkarılması demektir. Mesela yanlışlıkla A geni duplike olursa, canlımızın genomunda 2 tane A geni olacaktır. İlave kopyalardan birisinde meydana gelen zararlı mutasyon elenmeyecektir. Genin diğer kopyası zaten çalıştığı için, ilave kopyada mutasyon olursa bir sonraki nesillere geçebilir. İlave kopyalardaki zararlı mutasyonların yarattığı bozuk genlere psödogenler de denir. Herhangi 2 türde aynı psödogenleri bulursak, bu psödogenler de aynı zararlı mutasyonlar sonucunda oluşmuşsa ortak ata konusunda hiçbir şüphemiz kalmaz. Genomda yaklaşık 30.000 gen vardır. Nadir bir olay olan duplikasyonun gerçekleşmesi, hem de onca gen arasından aynı gende olması, olduktan sonra ilave kopyanın yüzlerce nükleotid arasında tam aynı nükleotide gelmesi trilyonda birden bile düşük bir olasılıktır. Bu canlıların psödogenleri bu yüzden bağımsız çıkmış olamaz. Bu trilyonda birdir. Öyleyse ortak ata tek çaredir. İşlevsiz dizilerin ve hataların paylaşılması evrim demektir.
Canlılar arasında filogenetik ağaç çizmek için psödogenlerin varlığını kullanabilirsiniz. Başka bir önemli kanıt da birbirine yakın türlerde psödogenlerin arasındaki farkların az, uzak türlerde çok olmasıdır. İnsan ve şempanzenin 120 civarında nükleotid içeren GULOP geninde sadece 4 fark vardır. İnsanın orangutanla farkı ise 8 nükleotiddir. Bu durumda şempanzenin bize orantugandan daha yakın olduğunu söyleyebiliriz. Kısacası bizim maymun dediğimiz şempanzeler başka bir maymun olan orangutandan çok insanlara yakın bir genoma sahiptir. İnsan ve orangutanda bulup şempanzede bulunmayan veya goril ve insanda bulup şempanzede bulunmayan 1 tek psödogen bile yoktur. Bunun yanında insanların kedilerle paylaşıp maymunlarla paylaşmadığı bir psödogen yoktur. Çünkü kedilerle paylaştığımız bir psödogen maymunlarla olan ortak atamızla da paylaşılmak zorunda olduğu için diğer maymunlar da da olmalıdır. Ama maymunlarla paylaşıp kedilerle paylaşmadığımız psödogenler vardır. Böyle bir psödogen, maymunlarla ortak atamızın kedilerle ortak atamızdan daha sonra yaşadığını gösterir. En çok psödogen paylaştığımız hayvan şempanzedir. Diğer memelilere, sürüngenlere ve balıklara gidildikçe paylaşılan genler ve psödogenler azalır.
Yazan: Freand