Neandertaller, türümüzün soyu tükenmiş olan en yakın akrabasıdır. Neandertallerin, Homo cinsinin (Homo neanderhalensis) farklı bir türü veya Homo Sapiens’in bir alt türü olup olmadığı konusu tartışmalıydı. Bilinen, ancak çoğu zaman yanlış anlaşılan fosil akrabamız, Avrasya’da 200.000 ila 30.000 yıl önce Pleistosen Dönemi’nde yaşamıştı.
Neandertallerin görünüşü bizimkine benzerdi fakat köşeli elmacık kemikleri, belirgin kaş çıkıntıları ve geniş burunları ile daha kısa ve daha bodur görünümleri vardı. Bazen budala bir canavar gibi düşünülse de diğer zeki davranışlarının yanı sıra onların araç gereç kullandıkları, ölülerini yaktıkları ve ateşi kontrol ettikleri öğrenildi. Neandertallerin, insanlar ve diğer insan türleriyle bir süre Dünya’yı paylaşmış olmaları muhtemel.
Keşif
1856’da, bir grup taş ocağı işçisi, Almanya-Dusseldorf yakınlarındaki Neander Vadisi’nde (ki adını buradan alıyor) iskelet kalıntılarıyla karşılaştı. Bir kireç taşı mağarasında, 1 kafatası da dahil 16 parça kemik buldular. İşçiler, kemiklerin bir ayıya ait olduğunu düşünerek onları öğretmen Johan Karl Fuhlrott’a verdiler. Ondan sonra, bu kemikler bilim insanlarına yön verdi ve en sonunda türümüzün eski akrabaları oldukları anlaşıldı. Charles Darwin’in “Türlerin Kökeni” adlı kitabının 1859 yılında yayımlanması ve yaygınlaşmasıyla bu keşif hakkında insanlar daha çok şey öğrendiler. O günden beri Neander Vadisi’nde 400’den fazla Neandertal kemiği bulundu.
Gerçek mağara adamları
Neandertaller Buz Çağ’ında yaşadıkları için buz, kar ve kötü hava koşullarından kaçıp Avrasya’nın bol kireçtaşı mağaralarına sığınıyorlardı. Ve fosillerin çoğunun mağaralarda bulunması, popüler bir kavram olan “mağara adamı” kavramını oluşturdu. Neandertaller, insanlar gibi Afrika’da ortaya çıktı fakat insanlardan çok daha önce Avrasya’ya göç etmişlerdi. Neandertaller, Avrasya’dan Kuzey ve Batı Britanya’ya, Orta Doğu’dan Özbekistan’a kadar yaşamlarını sürdürdüler. Popüler tahminler, Neandertallerin nüfusunun 70.000 civarında olduğunu söylerken bazı bilim insanları 3.500 civarında kadın nüfusu olduğunu söyleyerek bu sayıyı epey düşürüyor.

Onların kısa ve bodur yapısı, soğuk havaya karşı evrimsel bir adaptasyondu çünkü bu şekilde ısı süresini uzatıyorlardı. Smithsonian Enstitüsü’ne göre, geniş burunları soğuk havayı nemlendirmek ve ısıyı arttırmaya yarıyordu ancak bu iddia hala tartışılıyor. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi, onları insanlardan ayıran diğer farklılıkların geniş, huni şeklindeki göğüsleri, geniş pelvisleri ve sağlam el ve ayak parmakları olduğunu belirtti. Bununla birlikte, beyinleri de insanlarınkiyle aynı oranda büyüdü ve hemen hemen aynı ya da daha büyük boyutlara ulaştı. Neandertallerin yaklaşık yüzde 1’i kızıl saç, açık ten ve hatta de çillere sahip olması muhtemel.
Uzun bir süre, bilim insanları ve antropologlar Neandertallerin insanlardan daha hızlı geliştiğini ve bunun da şempazelerde olduğu gibi daha erken yetişkinlik ve daha erken yaşta ölümle sonuçlandığını düşündüler. Ancak 2008’de, Ulusal Bilimler Akademisi Prosedürleri, insanların ve Neandertallerin aynı hızda olgunlaştığına dair kanıtlar yayınladı.
Toplumsal Yapı
Neandertaller, çekirdek ailelerde yaşıyorlardı. Yaşlı ve deforme olmuş iskelet bulgularına göre, hastaların ve kendine bakamayacak durumda olanların bakımını üstleniyorlardı. Neandertallerin ömrü yaklaşık olarak 30 yıldı ancak daha uzun yaşayanlar da vardı. Onların ölülerini yaktığı kabul ediliyor ancak oyulmuş kemik parçalarının mezar için bırakılıp bırakılmadığı tartışma konusu. Bir dile sahip oldukları konusunda henüz net bilgiler yok. Ancak, beyinlerinin büyük ve karmaşık yapısından dolayı bu muhtemel bir olasılık.
Neandertaller, taş parçalarından yapılmış bıçak ve spatulalar da dahil eski insanların kullandığına benzer ve aynı oranda gelişmiş taş aletleri kullanıyorlardı. Zaman geçtikçe, kemik ve boynuz gibi materyalleri kullanarak daha karmaşık araçlar yapmışlardı. Evan Hadingham (PBS Kanalı NOVA adlı popüler bilim dizisinden) Neandertallerin, tahta şaftlara taş eklemek için bir çeşit yapıştırıcı kullandıklarını ve bu şekilde müthiş av mızrakları yaptıklarını belirtti. Neandertaller, ateş kontrolüne sahiptiler ve hatta gemiler inşa edip Akdeniz’e doğru yola çıktıkları bile düşünülüyor.
Neandertaller başlarda etçil besleniyorlardı ve sert iklim ara sıra onları yamyamlık yapmaya itmişti. Ancak, son zamanlarda bilim insanları Neandertallerin aslında pişmiş sebzeleri düzenli olarak yediklerini keşfetti.
İnsan – Neandertal: Türlerarası Üreme
Son zamanlarda Neandertallerin hayatıyla ilgili en çok tartışılan şey insanlarla eşleşip eşleşmediği. Cevap ise, iki grubun aynı anda yeryüzünde bulunmadığına dair inançlardan çıkan bilimsel görüşlerle birlikte hala belirsizliğini koruyor.
Neandertal uzmanı Erik Trinhaus, birleşme hipotezini uzun zamandır destekliyor, ancak Science dergisinde yayınlanan 2010 tarihli bir araştırmada Neandertal DNA’sının % 99,7 oranında modern insan DNA’sına benzediği (şempanzelerin % 99,8’i benzer) tespit edildiğinde bu teori gerçekten büyük yankı uyandırdı. Neandertal Genom Projesi araştırmacıları, Afrika’da bulunmayan bir insanın genomunun %2,5’inin Neandertal DNA’dan oluştuğunu tespit ettiler. Günümüzde ortalama bir Afrikalıda Neandertal DNA’sı bulunmamaktadır. Bu bilgiler, birleşme hipotezini destekleyebilir çünkü bu hipoteze göre, bu iki grup, insanlar Afrika’dan Avrasya’ya göç edene kadar bir birleşme yaşamadılar. Yani, bu birleşme yaklaşık olarak 37.000 yıl önce yaşanmış olabilir. (Yeni çalışmalar daha erken tarihleri de gösteriyor.)
Bu birleşme gerçekleştiyse, neden modern insanlar daha fazla Neandertal DNA’sı taşımıyor? Bunun için olası bir cevap: Erkek cinsiyet kromozomu. Bilim insanları, Neanderthal Y kromozomunun iki soyun başarılı bir şekilde birleşmesini engellemiş olabileceğini düşünüyor; American İnsan Genetiği Dergisi’nin 7 Nisan 2016 tarihli sayısında yayınladığı araştırmaya göre, bu kromozom bir Neandertal erkek ve modern insan kadınının bir araya gelmesi durumunda sıklıkla düşüklere yol açan koşullara neden olmuş olabilir. Stanford Üniversitesi’nden bir nüfus genetiği uzmanı Fernando Mendez ve çalışma arkadaşları, bir Neandertal erkeğinin Y kromozomunda üç mutasyon keşfetti ki bunlar gebelik sırasında kadınların bağışıklık tepkilerini tetikleyebilecek moleküller üretiyordu. Bu tepkiler ise düşük yapmalarına neden oldu.
Ancak 2012 yılında Rachel Wood liderliğinde yapılan bir araştırma, birleşme teorisi hakkında şüpheler uyandırdı. Araştırmacılar, yeni radyo-karbon tarihleme teknikleriyle daha önceki çalışmalarda kullanılan Güney İspanya kemiklerini yeniden inceledi. Ve Neandertal kemiklerinin 50.000 yıldan eski olduğunu keşfettiler. Halbuki insanların 42.000 yıl öncesine kadar bölgeye yerleştiği düşünülmemekte yani birlikte yaşayıp birleşmiş olma ihtimalleri düşük.
Peki ya insanlar ve Neandertaller birleşmedilerse, bu iki türden nasıl benzer genomlar bulunuyor? Bu sorunun cevabı ise, her iki grubun da ortak bir Afrika atasına sahip olması.
Yok olmaları
Hiç kimse neden Neandertallerin soyunun tükenip insanların hayatta kaldığını bilmiyor. Bazı bilim insanları kademeli ve ani iklim değişikliğinin onların yok olmasına neden olduğunu düşünürken diğerleri de bunun beslenme yetersizliğinden kaynaklandığını söylüyor. Bazılarına göre ise Neandertallerin yok olmasından insanlar suçlu. Yakın zamana kadar, Neandertallerin soyunun tükenmediği ancak sadece bizim türümüz kalana kadar insanlarla birleştiği düşüncesi popülerdi.
Kaynak: livescience
Çeviren: Özge Sertbaş