Permian Çağında Büyük Yokoluş


251 milyon yıl önce Permian çağının sonunda dünya üzerindeki yaşam hemen hemen bitmişti. Türlerin yüzde doksanının yeryüzünden silindiği bu olay “Büyük Ölüm” olarak biliniyor.

Thomas J. Algeo geçtiğimiz 10 yıl boyunca bu büyük yokoluşun kayalara içine gömülü bulunan kanıtların kimyasal kalıntılarını araştırdı. Cincinnati Üniversitesi jeologlarından Algeo ekibi ile birlikte bu antik yokoluş üzerinde çalışıyor. Algeo son bulgularını Amerikan Jeoloji Derneği’nin Denver’daki yıllık toplantısında sundu.

Algeo’nun araştırmalarıyla açığa çıkan bu dünya korkunç ve bize çok yabancı. Mahvolmuş bir çevre, seyrek ve verimsiz bitki örtüsü, asit yağmurlarıyla aşınmış toprak , okyanuslarda devasa ölü bölgeler ve sıcaklıkları yükselten kontrolden çıkmış sera gazları. Bu manzara 251 milyon yıl önceki dünyadan. Dünya tarihindeki bu dehşet verici dönemastrobiyologlara dünya tarihini ve canlıların nasıl ortaya çıktığını ve iklim değişikliğinin gelecekte biyosfer üzerinde nasıl bir etki yapacağını anlamaya yardımcı oluyor.

Daha meşhur bir tükeniş olan K-T tükenişi Kretase ve Tersiyer devirleri arasında yaşandı. Dinozorların soyunun tükendiği bu olay büyük bir asteroid veya kuyrukluyıldızın dünyaya çarpması sonucu meydana gelmiş. Fakat Büyük Ölüm’ün şüphelisi farklı.

Permian – Triassic tükeniş olayı hala tam olarak anlaşılmış değil.

Algeo ve tüm dünyadaki meslektaşları yeryüzünden yaşamı silen bu kitlesel yokoluşların daha iyi anlaşılabilmesi için çalışıyorlar. Ulusal Bilim Vakfı bu çalışmaya ciddi destek sağlıyor.

Algeo ve meslektaşlarının üzerine yoğunlaştıkları nokta Sibirya’daki volkanik aktivite. Batı sibirya’nın büyük bölümü(kıta Amerikası boyutlarında bir alan) yaklaşık 5 km kalınlığında volkanik lavla kaplanmıştı.

Büyük erozyondan önce Permian denizleri biyoçeşitlilik açısından çok zengindi.

Büyük erozyondan önce Permian denizleri biyoçeşitlilik açısından çok zengindi.


Algeo bu olayın devasa büyüklükte bir lav akıntısı olduğunu ve lavların geçtiği yerdeki hayatı yok ederek ardında büyük kömür yatakları oluşturduğunu söylüyor. Dinozor katili asteroid de ölümcüldü. Çünkü sülfür zengini katmanları buharlaştırarak aşırı asitli yağmurlara yol açmıştı. Sibirya lavlarının etkisi de bıraktığı kömür tortuları ile güçlenerek benzer bir etki yapmıştı.

Patlamadan sonra yanan kömür tortuları büyük miktarda metan ı serbest bırakmıştı. Metan karbondioksitten 30 kat daha güçlü bir sera gazıdır. Algeo bu etkinin inanılmaz boyutlarda olduğunu söylüyor : “Bu sera etkisinin ne zaman sona erdiğini bilmiyoruz. Ancak binlerce hatta belki de onbinlerce yıl sürmüş gibi görünüyor.”

Birçok kanıt sürüklenerek okyanusa karıştı. Algeo ve ekibi bu yüzden okyanusları araştırıyor. Bugün bu okyanus çökeltileri Kanada, Çin, Vietnam, Pakistan, Spitsbergen ve Grönland’da bulunuyor.
Algeo, Wiskonsin Üniversitesi’nden Margaret Fraiser geç Permian dönemindeki büyük ölümden sadece lavların sorumlu olmayabileceğini düşünüyorlar.

Büyük erozyondan sonra mikroplar okyanuslardaki oksijeni tüketti.

Büyük erozyondan sonra mikroplar okyanuslardaki oksijeni tüketti.


Dünyanın 33 bölgesinden alınan denizaltı tortullarındaki karbon içeriğin analizi Güney Çin’deki kayalar dışında aynı özellikleri gösteriyor. büyük tükeniş sırasında oluşan çoğu kayaç örneği tortular organik karbonun yüksek oranda biriktiğini gösterirken Çin’den gelen örnekler tersi bir etki gösteriyor.

Algeo’ya göre buldukları şey muhtemelen bölgesel bir volkanik patlamanın kanıtlarını. Bu bölgesel patlama ile iklim değişikliğinin birleşen etkisi son derece ölümcül olmuş.
Algeo çalışmasının Permian dönemi okyanuslarındaki oksijenin azalması ile ilgili bölümü de yayınlayacak. Okyanus akıntıları ile dağıtılan sıcak küresel iklim koşullarının da şüphe götürmez bir etkisi olmuş. Ancak Algeo asit yağmurları gibi etkenlerin de bu sürece katkı sağladığına inanıyor. Normalden 7 kat fazla hızda gerçekleşen erozyon okyanusa bol miktarda tortu bırakarak bugün nehir ağızlarında gördüğümüz gibi aşırı gübreleme meydana getirdi.

Ve bugün olduğu gibi Permian çağında mikropların aşırı üremesine yol açarak oksijenin azaltıp hayatı yok etti.

Eğer bundan bir ders çıkarılacaksa herkes bundan ders almalı” diyor Algeo ve ekliyor: Herşey her zaman yolunda gitmeyebilir ve olaylar rayından aniden çıkarak çok ciddi sonuçlar doğurabilir.

Bugün dünyayı geçmişten 10 kat daha hızlı ısıtıyoruz. Bu ısınma okyanuslardaki akıntıları değiştirerek oksijenin derinlere gitmesini engelliyor, karbondioksit suları asitleştiriyor ve mercanlar başta olmak üzere deniz canlılarının soyu hızla tükeniyor. Bu da balıklardan insanoğluna kadar tüm besin zincirini etkiliyor. Durağan bir dünyaya alıştık. Ancak artık anlamalıyız ki bu durağanlık sonsuza dek sürmeyecek.

Kaynaklar:
Astrobiology Magazine, http://www.astrobio.net
Science@NASA

 

İkincil Kaynak:

http://www.bilim-haber.net/permian-caginda-buyuk-yokolus.html

Yorum bırakın