Evrim Karşıtlarına Dersler: Stephen Jay Gould ve Alan Feduccia


Stephen Jay Gould ve Alan Feduccia, evrim karşıtlarının sıkça alıntı yaptığı ve evrim karşıtı görüşlerine destek sağlamak için kullandıkları iki talihsiz bilim insanıdır. Gould ve Feduccia’dan yapılan alıntılarla, bu kişiler geçiş formlarının olmadığını savunuyormuş gibi gösterilmeye çalışılır ve böylece evrim karşıtı görüşler bilim insanları tarafından sanki geniş bir destek görüyormuş havası verilmeye çalışılır. Feduccia genellikle Archaeopteryx’in geçiş formu olup olmadığı konusunda alıntılanırken Gould, hem genel anlamda geçiş formları konusunda hem de Archaeopteryx’le ilgili olarak alıntılanır. Şimdi bu iki bilim insanının geçiş formları, Archaeopteryx ve yaratılışçıların taktikleriyle ilgili düşüncelerine bakalım.

İlk olarak Gould’un geçiş formlarının varlığı hakkında ne dediğine ve yaratılışçıların kendisini geçiş formlarının olmadığını söylüyormuş gibi göstermesiyle ilgili görüşlerine bakalım:

“Since we proposed punctuated equilibrium to explain trends, it is infuriating to be quoted again and again by creationists – whether through design or stupidity, I do not know – as admitting that the fossil record includes no transitional forms. Transitional forms are generally lacking at the species level but are abundant between larger groups.” (Gould, S. J. 1983. Hen’s Teeth and Horse’s Toes. p. 260)

Direk çeviri yapmadan Gould’un burada söylediği birkaç önemli noktaya değineyim. Kesintili denge (punctuated equilibrium) görüşünü sunduklarından beri yaratılışçılar tarafından fosil kayıtlarında geçiş formlarının olmadığını kabul ediyormuş gibi gösterilmenin sinir bozucu olduğunu söylüyor. Geçiş formlarının, tür seviyesinde genelde az olduğunu ama büyük canlı grupları arasında bol miktarda bulunduğunu söylüyor.

Bir de Gould’un Archaeopteryx hakkında ne söylediğine bakalım:

Archaeopteryx, the first bird, is as pretty an intermediate as paleontology could ever hope to find—a complex mélange of reptilian and avian features. (Gould, S. J. 1991. Bully for Brontosaurus. p. 144)

Archaeopteryx’in paleontologların hep bulmayı ümit edebilecekleri kadar güzel bir geçiş formu olduğunu ve sürüngen ile kuş özelliklerinin kompleks bir karşımı olduğunu söylüyor burada Gould.

Peki Gould’un hangi sözleri onun geçiş formlarının olmadığı veya Archaeopteryx’in bir geçiş formu olmadığı gibi görüşleri savunuyormuş gibi gösterilmesinde kullanılıyor? İşte alıntının orjinali şöyle:

At the higher level of evolutionary transition between basic morphological designs, gradualism has always been in trouble, though it remains the “official” position of most Western evolutionists. Smooth intermediates between Baupläne are almost impossible to construct, even in thought experiments; there is certainly no evidence for them in the fossil record (curious mosaics like Archaeopteryx do not count). (Gould, S. J. and Eldredge, N. “Punctuated equilibria: the tempo and mode of evolution reconsidered.” Paleobiology, Vol. 3. 1977. pp. 115-151. p. 147)

Bu bölüm Duane Gish’in, Evrim: Fosiller Hala Hayır Diyor adlı kitabında şöyle aktarılmış:

Kademeli değişim pek çok batılı evrimcinin resmi duruşu olarak kalsa bile morfolojik taslaklar arasındaki evrimsel dönüşümün daha yüksek seviyeleri söz konusu olduğunda daima başı belaya girmektedir. Bauplane arasında birbirleriyle bağlantılı olan geçiş formlarının bir araya getirilmesini düşünmek bile hemen hemen imkansızdır. Fosil kaydında bunlar için kesinlikle bir kanıt yoktur (Archaeopteryx gibi tuhaf karışımlar hesaba katılamaz).

Orijinal metinde dikkat edilmesi gereken birkaç terim var: Smooth intermediate,Baupläne ve mosaic. Bunların anlamlarını bilmeden bu bölümün yorumlanması ve buradan doğru sonuçlara varılması mümkün değildir. Smooth intermediate terimi Türkçe’ye en uygun şekilde “yumuşak bir geçişi gösteren ara form” olarak çevrilebilir. Baupläne terimi ise “vücut planı” anlamına gelmektedir. Kuşlar, sürüngenler, memeliler ve amfibiyenler tetrapod (dört üyeliler) vücut planına sahiptir. Omurgalılar içinde en yaygın vücut planı tetrapod vücut planıdır. Omurgalılardaki bir diğer vücut planına sahip canlılar Osteichthyes yani kemiklibalıklardır. Omurgasızlardaki en yaygın temel vücut planı ise Cephalopod yani kafadan bacaklı vücut planıdır. Mosaic ise kolayca tahmin edilebileceği gibi “mozaik” anlamına gelmektedir. Bu da farklı canlılardan farklı özelliklerin bir mozaik oluşturacak şekilde bir araya geldiğini, ortaya bir karışım çıktığını belirtmek için kullanılan bir kavramdır. Bu alıntıda Archaeopteryx’e mozaik demesinin nedenini daha önce verdiğim alıntısında gizli aslında: “sürüngen ile kuş özelliklerinin kompleks bir karşımı.” Bazı özelliklerini sürüngenlerden bazılarını ise kuşlardan aldığı için Archaeopteryx bir mozaik olarak değerlendirilmektedir Gould tarafından.

Tüm bu bilgilerin ışığında ilgili alıntıdan nasıl bir anlam çıkarmamız gerektiğini irdeleyebiliriz. Gould, vücut planları arasındaki yumuş geçişi gösteren ara formların düşünce deneylerinde bile oluşturulmasının neredeyse imkansız olduğunu ve fosil kayıtlarında bunlara dair hiçbir delil olmadığını söylüyor ve Archaeopteryx gibi mozaiklerin buna örnek olamayacağını ekliyor. Yukardaki tanımlar ışığında bu alıntıya bakınca aslında herkes gayet mantıklı ve normal gözüküyor. Farklı vücut planlarına sahip canlılar yukarda da açıkladığım gibi zaten birbirlerinden gayet uzak, oldukça farklı canlılar. Bunların arasındaki yumuşak geçişe dair fosiller olmaması çok doğal. Burada dikkat edilmesi gereken konu geçişin yumuşaklığıdır. Bu kadar farklı yapılar arasında yumuşak bir geçiş olması için vücudun birçok farklı bölümünün aynı anda ufak ufak değişmesi ve bunun devamlı bu şekilde ilerlemesi gerekir ki zaten Gould’un da ifade ettiği gibi bu tip birşeyi düşünsel olarak oluşturmak bile neredeyse imkansızdır. Zaten bu nedenle Archaeopteryx gibi mozaiklerin bunlara örnek olamayacağını söylüyor. Gould ve Eldredge’in ortaya koydukları kesintili denge görüşü bu gözlemlerle uyumludur.

Kısaca özetleme gerekirse Gould, vücut planları arasındaki yumuşak bir geçişe dair hiçbir delil olamadığını söylüyor. Ayrıca Archaeopteryx gibi mozaiklerin yumuşak bir geçişe dair delil sayılamayacaklarını söylüyor.

Bu söylenenlerin daha önceki alıntılarla çelişen bir yönü olmadığı çok açık. Türler arasındaki geçişe dair geçiş formlarının az olduğunu söylüyordu ki bu yumuşak geçişin zorluğu nedeniyle gayet doğal. Büyük canlı grupları arasındaki geçişi gösteren geçiş formlarının bol miktarda olduğunu söylüyordu ki bunlara da Archaeopteryx benzeri mozaikleri göstermek mümkündür. Ayrıca Archaeopteryx’in kuş ve sürüngen özellilerinin mükemmel bir karışımı ve çok güzel bir geçiş formu olduğunu söylüyordu ki bu da Archaeopteryx’in bir mozaik olarak değerlendirilmesiyle uyumuludur.

Sonuç olarak bu alıntıdan yola çıkarak Gould’un, ne geçiş formlarının var olmadığını ne de Archaeopteryx’in bir geçiş formu olmadığını savunduğu sonucuna varmak mümkün değildir. Daha doğrusu böyle bir sonuca varmak doğru ve gerçekleri ifade eden bir çıkarım değildir.

***

Alan Feduccia daha önce de belirttiğim gibi genellikle Archaeopteryx’in geçiş formu olmadığını iddia etmeye çalışan yaratılışçıların değişmez tercihidir. İlk olarak Feduccia’nın kuşların evrimiyle ilgili genel kabul gören görüşten farklı bir görüşü savunduğunu belirteyim. En yaygın görüşe göre kuşlar, theropod dinozorlardan evrimleşmiştir. Feduccia ve onunla benzer düşünen ufak bir grup ise kuşların, archosaur grubu canlılardan olan thecodont’lardan evrimleştiğini savunuyor. Yani kuşların kökeniyle ilgili genel görüşün dışında bir görüşü savunuyor. Ama sonuçta Feduccia da kuşların sürüngen kökenli olduğunu savunuyor çünkü thecodont’lar da dinozorlar gibi sürüngen sınıfında yer alıyor.

Şimdi gelelim Feduccia’nın Archaeopteryx’in

The Archaeopteryx fossil is, in fact, the most superb example of a specimen perfectly intermediate between two higher groups of living organisms—what has come to be called a ‘missing link’, a Rosetta stone of evolution. (Feduccia, A. 1996. The Origin and Evolution of Birds. p. 1.)

Archaeopteryx’in, yaşayan iki üst canlı grubu arasındaki mükemmel örnek olduğunu ve evrimin Rosetta taşı sayılabileceğini söylüyor. Yani Feduccia Archaeopteryx’in, kuşlar ile dinozorlar arasında değil ama kuşlar ile başka bir canlı grubu arasındaki geçişi mükemmel olarak gösterdiğini söylüyor.

Sonuçta Feduccia, Archaeopteryx’in kuşlar ve sürüngenler arasında mükemmel bir geçiş formu olduğunu kabul ediyor ama sürüngenler içinde hangi gruptan olduğu konusunda genel kabul gören görüşten farklı bir görüşü savunuyor.

Bu arada Feduccia’nın Discover Magazine’de yayımlanan bir röportajından bir bölüm aktarayım:

Creationists have used the bird-dinosaur dispute to cast doubt on evolution entirely. How do you feel about that?

Creationists are going to distort whatever arguments come up, and they’ve put me in company with luminaries like Stephen Jay Gould, so it doesn’t bother me a bit. Archaeopteryx is half reptile and half bird any way you cut the deck, and so it is a Rosetta stone for evolution, whether it is related to dinosaurs or not. These creationists are confusing an argument about minor details of evolution with the indisputable fact of evolution: Animals and plants have been changing. The corn in Mexico, originally the size of the head of a wheat plant, has no resemblance to modern-day corn. If that’s not evolution in action, I do not know what is.

Kendisine yaratılışçıların, kuş-dinozor anlaşmazlığını evrimin üzerine şüphe düşürmek için kullanmaları hakkında ne düşündüğü sorulduğunda Feduccia kabaca şöyle bir cevap veriyor. Yaratılışçıların ortaya konan her türlü argümanı çarpıttığını ve kendisini Stephen Jay Gould gibi bir aydınla aynı gruba koymalarının kendisi açısından sıkıntı yaratmadığını söylüyor. Archaeopteryx’in yarı sürüngen yarı kuş olduğunu ve bunun Archaeopteryx’in dinozorlarla bağlantısı olup olmamasıyla bir ilgisi olmadığını söylüyor. Ayrıca yaratılışçıların, evrimin ufak bir detayıyla ilgili bir argümanla, evrimin inkâr edilemez gerçeği olan hayvanların ve bitkilerin değişmesini ayırt edemediklerini söylüyor.

Evrim karşıtları için bugünkü dersimiz bu kadar. Umarım ders bazı gerçekleri görmeniz için faydalı olmuştur ve bundan sonra Stephen Jay Gould ve Alan Feduccia’yı evrim karşıtlığı adına, geçiş fosillerinin olmadığını, Archaeopteryx’in geçiş formu olmadığı gibi temelsiz görüşlere destek sağlamaya çalışırken kullanmazsınız.

Kaynak:

http://www.bilimfelsefedin.org/?p=412

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s